top of page
Yazarın fotoğrafıFulya Özbilen Öztürk

Baby Reindeer Dizi Analizi

‼️Diziyi henüz izlememiş olanlar yazıyı okumasın, spoiler olmadan analiz etmek mümkün değil.

‼️Cinsel taciz, cinsel şiddet vb. Durumlara karşı hassasiyet taşıyorsanız izlemeseniz daha iyi olabilir. 18 yaş altının izlemesini hiç tavsiye etmem.




Her ne kadar bölüm süreleri ve sayısı az olsa da o sürede aktardıkları vurucu ve hüzünlü. Benim sevme sebebim çok gerçek olmasıydı ki nitekim hikaye de gerçekmiş.

İzlerken hikayenin iyi bir sona ulaşacağını görmek istiyorsanız sizi Schopenhauer’ın “doğuştan gelen tek bir yanılgı vardır o da mutlu olmak için burada olduğumuzu sanmamızdır” sözüyle selamlayarak başlayabilirim. Nitekim dizi mutlak iyi ve kötünün olmadığını her fırsatta ortaya koyuyor.

Acıma ve merhamet hissiyle başlayan ilişki birinin pasif bir şekilde takıntıyı teşvik etmesi ötekinin buna sahip çıkıp takıntılı bir “sevgiyle” peşinden koşmasına uzanıyor. Martha’nın Donny’e ne kadar ihtiyacı varsa Donny’nin de aynı şekilde ona ihtiyacı var. İki çok yaralı ruhun birbirini yaralarından tanıması hikayesi. O yanını göremedik ama varsayımım Martha’nın da cinsel tacize uğradığı yönünde, muhtemelen babası tarafından.

Donny’nin bu ilişkiye sürüklenmesine zemin hazırlayan bir dizi neden olduğunu sonradan çok daha iyi anlıyoruz. Gerçekleşmesini istediği hayalleri ve yaşadığı hayat arasında gerçek bir uçurum var. Kendini gerçekleştirmeye uzak olan karakterimiz benlik saygısını da zedeliyor bu noktada. Martha ona değer veriyor, kabul edilemez bir biçimde de olsa. Özgüvenini destekliyor, hayal ettiği yere ulaşmasına yardım etmeye çalışıyor. Bunun karşılığında istediği şeyin bedeli ise çok büyük ve Donny bu bedeli ödemek istemiyor.

Hayallerinin peşinde koşarken Donny 20li yaşlarında ve ne yazık ki madde kullanıyor. Yaratıcılık ve madde kullanımı pek çok alanda olduğu gibi burada da birlikte anılıyor (doğru olmasa da). Burada tanıştığı senarist ona madde ve hayallerine ulaşma fırsatı sağlarken yine Donny’nin ödemek istemediği bir bedelle karşılaşıyoruz. Donny tecavüze uğruyor.

Bu olayın sonunda oraya defalarca kez gitmeye ve benzer süreçlerden geçmeye devam ediyor. İzlerken nasıl olur, nasıl savaşmaz, nasıl kaçmaz, nasıl oraya geri döner? Diye soruyorsanız eğer bunun aslında travmanın en görünür tepkilerinden biri olduğunu söylemek isterim. Donny donuyor. Tepki veremiyor. Anlamlandıramıyor. Güç bela ayakta tutmaya çalıştığı kendine saygısı/sevgisi büyük bir darbe daha alıyor. Bununla beraber yepyeni bir çatışma doğuyor benliğinde artık heteroseksüel kalabilecek mi bilmiyor. Anlamak için deneyimlemeye çalışıyor ancak sonrasında cinsel yönelimden bağımsız, kendisinin artık ilişki kurabilecek kadar yakınlaşamadığını, hissizleştiğini görüyor. Trans bir kadını seviyor, onunla olmak istiyor ama bunu da beceremiyor. Bu yakınlık güvenli gelse de onu onarsa da kendine olan nefreti baskın çıkıyor. Burada travma tepkileri görmeye devam ediyoruz. Bununla başa çıkmaya çalışırken yine sahnede olduğu bir gün daha fazla dayanamıyor ve birleştirebildiği tüm parçaları seyircileriyle paylaşıyor. Her cinsel şiddet mağduru gibi kendisini suçluyor. Ama faili de ele veriyor.

Toparlanma sürecine giren karakterimiz hayatındaki önemli figürlerle yüzleşiyor ama Martha’dan yakasını kurtaramıyor. Nihayet onu da dava edecek cesareti kendinde buluyor. Canı acısa da. Sonrasında bu sefer de Donny’nin kafayı Marthaya “taktığını” görüyoruz. Bulduğu her fırsatta ses kayıtlarını dinliyor, kategoriye ayırıyor ve onun neden böyle olduğunu anlamaya çalışıyor. Aslında kendisini anlamaya çalışıyor.

Dizinin sonunda ona tecavüz eden kişiyle iş yapmak için yeniden kapısını çaldığını görüyoruz. Oradan ayrıldığında sarsılıyor.

En merak ettiğim şey bu oldu acaba bu sahne neden eklendi? Çünkü dizide gerçek olmayan tek yer burasıymış. Gerçek hayattaki karakterimiz bununla ne yapmaya çalışıyor, kendini onarma sürecinin hangi parçasını oluşturuyor bu durum merak ediyorum. Ancak dizide bizlere gösterdiği şey benim görüşme odasında hep gördüğüm şey: iyileşme bir anda olmuyor insan defalarca aynı kuyuya tekrar düşüyor. Oradan ayrıldıktan sonra Martha’nın onu ne kadar sevdiğini daha samimi bir şekilde ifade ettiği, daha önce dinlemediği bir ses kaydı dinlediğine tanık oluyoruz. Yeniden bununla kendini onarmaya çalışıyor.

Bardaki son sahnede Martha’nın bir insanın fermuarını açıp içine girmek istemesi fantezisinin vücut bulmuş halini görüyoruz. Martha artık Donny’nin bir içsel parçası oluyor. Barda votka-kola istiyor. Kendini gösteren yanı votkayı, Marthayı içselleştiren yanı kolayı tercih ediyor. Ve başladığımız yere fırlatılıyoruz tekrar. Donny adeta Martha oluyor ve içkiyi barmenin merhameti/acıması karşılığında bedava alıyor.

İyileşmek travmayı anlatıp içinden çıkabilmek demek değil. Anlatmayı başarsak bile o travmayla daireler çizmeye devam ederiz çoğu zaman. Her seferinde başka farkındalıklar buluruz kendimizde ve farklı taraflarını keşfederiz hikayenin. Bunu bu kadar güzel gösterdikleri için hayran kaldım.

Dilerim gerçek hayatta kendini onarabilmeyi başarmıştır, hayatı bize izlerken çok şey öğretti.


Klinik Psikolog Fulya Özbilen Öztürk

1.026 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Commentaires


bottom of page